Tam karşımızdaki Tokatlıyan İş Hanı’nın yerinde bir zamanlar Beyoğlu’nun en gözde mekânlarından olan Tokatlıyan Oteli bulunuyordu. Ermeni mimar Hovsep Aznavuryan tarafından yapılan binanın sahibi bir başka Ermeni, Mıgirdiç Tokatlıyan’dı. Tokatlıyan, babası ve kardeşi Bedros’la beraber Sandal Bedesteni yakınlarında envai çeşit Ermenikari yemeklerin bulunduğu bir lokanta işleterek isim yaptıktan sonra 1897’de burada görkemli anlamına gelen Splendid Restoran’ı (Restaurant Splendide) açmıştı. Tokatlıyan, Pera Palas ve Park Otel ile birlikte İstanbul’un en lüks üç otelinden birisiydi.
Üstü yelpaze biçimli cam almlıklı kapısı ve geniş vitrinli pencereleri vardı. Pastanenin cam kenarındaki masalarda oturan müşterilerin tam görünmemeleri için vitrinler yanm boy, büzgülü tülle kaplıydı. Servis takımları ise gümüş ve markalıydı. Avrupa başkentlerinin lüks otel ve lokantalarıyla yarışacak kadar kaliteli hizmet veren Tokatlıyan’ın alt katı lokanta, pastane ve kafe, üst katlarıysa otel olarak işletiliyordu. Girişi mermer ve bronz heykellerle süslü olan lokantasında 1940’lı ve 50’li yıllarda zamanın ünlü müzisyenleri sahne alırdı.
Bunlardan birisi de ince bıyıklı, koca burunlu şovmen Kirkor Kirkoryan’dı (Gregor Gregorian). Gençliğinde İstanbul’dan Paris’e giden Kirkoryan, burada dönemin ünlü Fransız caz sanatçısı Ray Ventura’nm orkestrasında bir başka İstanbullu olan arkadaşı baterist Kirkor Aslan (Coco) ile birlikte bir süre çalışmıştı. Kirkor Aslan İstanbul’a dönmüş, Kirkor Kirkoryan ise müzikten sinemaya geçerek, kel kafası, patlak gözleri ve upuzun yüzü ile birçok filmde karakter oyuncusu olarak ün yapmıştı.
Kirkor Kirkoryan’ın Fransa’ya yerleşmesinden sonra Tokatlıyan’da gece on birden sabah beşe kadar çalmasıyla ün yapan piyanist Perez çıkmaya başladı. Piyanist Perez’in, takip eden yıllarda İlham Gencer’in yetişmesinde büyük emeği geçti. Müdavimleri arasında Ahmet Rasim, Yahya Kemal (Beyatiı), Yakup Kadri (Karaosmanoğlu), Halit Fahri, Ercüment Ekrem (Talu), Abdül-hak Hamit (Tarhan), Fazıl Ahmet (Aykaç), Refik Halit (Karay), Aka Gündüz ve Sait Faik (Abasıyanık) gibi isimlerin yer aldığı Tokatlı-yan, 1950’lere kadar ününü ve süksesini yitirmedi. Gün geldi, Mıgir-diç Efendi’nin öz kızı, Yugoslav asıllı eşi Medoviç ile birlikte otelin yönetimini devraldı. Kız ve damat bir olup mu gönderdiler, yoksa kendi isteğiyle mi gitti bilinmez, Mıgirdiç Efendi ömrünün son yıllarında Nice’e yerleşti ve burada öldü. Tokatlıyan Oteli’nin kaderi de sahi-bininki gibi hüzünlü oldu. Önce, Karadenizli bir vatandaş oteli satın alarak Konak Oteli’ne çevirdi. Mahkemedir, tahliyedir derken otel boşaltıldı, her taraf sökülüp atıldı, tarih eşyalar da kaybolup gitti. O gün bugündür otel artık sevimsiz bir işhanı görünümünde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.