23 Şubat 2016 Salı

Kapalıçarşı Civarındaki Hanlar ve Beyazıt Camii

Kapalıçarşı Çevresindeki Hanlar


Kapalıçarşı ile Mısır Çarşısı’nın dolambaçlı arka sokaklarında hala eski hanları keşfetmeniz mümkün. Geçmişte tüccarların hayvanlarıyla kaldığı ve aynı zamanda mallarını sattığı hanların çoğunluğu iki katlı ve avlulu yapılmış, bazılarının alt katı ahır olarak kullanılmış, içlerinde restore edilenleri olsa da çoğu ihmal edilmiş ve bakımsız durumda.


Kapalıçarşı’nın Mahmutpaşa Kapısı’ndan çıkın ve aşağı doğru yürüyün. Tarakçılar Caddesi’ne gelince sola sapın. Yolun sonunda “Kösem Sultan Hanı olarak da bilinen Büyük Valide Han çıkacak karşınıza. Bina, IV. Murad’ın annesi Kösem Sultan tarafından 1651 yılında inşa ettirilmiş. Hanın ortasına bir Şii Camii yapılmış, üç avlusunun da harap hale geldiği hanın üst katına çıktığınızda göreceğiniz manzara gerçekten olağanüstü; Boğaz, Haliç ve eski şehrin büyük kısmını içine alan panoramik bir İstanbul manzarası… Buradan ayrıca yandaki Bizans Eirene Kulesİ’ni de görme imkanınız olacak. Kule 1926 depreminde büyük ölçüde zarar görmüş ve üst bölümleri yıkılmış. Hanın üçüncü avlusuna Acemlerin yerleşmesinden ötürü Sair (Yabancı) Han adı verilmiş. İsmi bugüne bozularak gelmiş ve Sağır Han olmuş. İçerideki Bizans kilisesi ise tamamıyla harap olmuş durumda.


Biraz ileriden tekrar Mahmutpaşa Yokuşu’na dönerseniz XVIII. yüzyılda yapılmış olan üstünde kuş evleri ve cami bulunan Küçük Yeni Han ile karşılaşacaksınız. Aşağı doğru yürümeye devam edin ve Çarkçılar Sokak’tan sağa sapın. Yolun sağındaki Büyük Yeni Han, 1764’te tuğla ve taş kullanılarak yapılmış. Yolun karşısındaki; Kürkçü Han’ın yapımının XV. yüzyıla dayandığı ve Fatih Sultan Mehmed sadrazamı Mahmud Paşa için yaptırıldığı düşünülüyor.


Beyazıt Camii


Beyazıt Camii 1501-1506 yılları arasında Fatih Sultan Mehmed’in oğlu II. Bayezid tarafından yaptırılmış. Mimarı fazla bilinmeyen Yakub-Şah İbn Sultan-Şah.


Yakub-Şah camiyi yaparken kendine model olarak Ayasofya’yı almış ve buna bir külliyede olması gerekenleri eklemiş; hamam, medrese, mektep ve imaret.


Eser Fatih Camii’nden sonra yapılmış ama 1766 depreminde Fatih Camii’nin yıkılmasıyla V İstanbul’daki en eski, klasik cami olarak kalmış.


Beyazıt Camii’nin avlusu pek çok ziyaretçiye Şehzade Camii (sy. 103) ve Yeni Valide Camii’nin (sy. 500) avlularını hatırlatır, avluya adım attığınız anda sizi saran huzur hemen yakındaki Kapalıçarşı’nın karmaşa ve gürültüsüyle hoş bir tezat yaratır. Kırmızı somaki mermer ve granitten yapılmış 20 büyük sütun, avludaki şadırvanın etrafında kubbeli revaklar oluşturur.


Caminin dışında işportacılar, ulu çınar ağaçlarının altında tespih, hacıyağı ve diğer İslâmî eşyaları satarken güvercinlerde yemlerinin peşinde koşuyor. Yapının arkasındaki kabristanda II. Bayezid muhteşem bir türbede, kızı Selçuk Hatun ise daha mütevazı bir türbede yatıyorlar. Köşedeki türbesini pencerelerindeki zarif, yeşil demirlerden hemen tanıyacağınız Tanzimat dönemi sadrazamlarından Koca Mustafa Reşid Paşa 1800-1858) da buraya gömülmüş. İstanbul’a büyük eserler bırakan Mimar Kemaleddin Bey (1870-1927) hazirenin bir diğer sakini.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.